23 Kasım 2014 Pazar

ERBAKAN'DAN ERDOĞAN'A KARŞI YUMRUK!

Son günlerde sosyal medyada Tayyip Erdoğan ı Fatihanın tefsirini yaparken, yok kuran okurken, yok AB ye atıp tutarken, yok NATO ya meydan okurken ki video ve paylaşımlar yapılıyor ve demek istiyorlar ki Erdoğan bunlara karşı mücadele eden dindar ve hatta o kadar dindar ki Fatihanın tefsirini bile yapıyor. Böyle birinin karşısında olmak müslümana yakışmaz aleyhinde konuşulmaz gibi bir ortam oluşturulmaya çalışılıyor. Ve hatta Erdoğan Erbakanın izinden gidyor, onun yapmak istediklerini Erdoğan şimdi yapıyor falan. İşte tüm bu SAPTIRMA çalışmalarına karşı aşağıdaki birinci elden anlatılan anektodu paylaşmakta yarar görüyorum. Erdoğan Erbakanın yapmak istediği her ne varsa onu yıkmak için oluşturulmuş bir projenin (BOP) eş başkanıdır.
----
2004 yılındayız. Saadet Partisi Genel İdare Kurulu toplantısı. Genel Başkanımız Recai Kutan, ama toplantıyı yasaklı olan Erbakan Hocam yönetiyor. Gündemdeki konular müzakere ediliyor. Sıra geldi Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Cidde Ekonomik forumunda yaptığı konuşmaya. Bütün İslam ülkelerinden gelen kral, cumhurbaşkanı, başbakan veya benzeri seviyedeki yöneticiler toplanmıştı.
Neler söylemişti. Çok şey. Ama konuşma bir Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı’nın konuşmasından ziyade, adeta Amerika ve Avrupa’nın ısmarladığı bir konuşma gibiydi. Bu konuşmanın ana fikri de her sahada olduğu gibi küresel ve evrensel kaidelere uyulması gerekliliği üzerine kurgulanmıştı. Din eksenli birlikteliklerin artık küresel dünyada geçerli olamayacağı, paranın dininin ve milliyetinin olamayacağı vurgulanıyor ve en önemli cümle ifade ediliyordu:
-Bu günkü küresel dünya şartlarında İslam Ortak Pazarı gibi düşünceler asla geçerli, gerçekçi ve mümkün değildir!
İşte Erbakan Hocamın başkanlığında yapılan müzakerelerde söz bu cümlenin tahlililine gelmişti. O konuşmaya başlamıştı:
Bu Erbakan Hocamız ve Milli Görüş’ün bir ömür harcayarak yeşerttiği İslam Birleşmiş Milletler Teşkilatı, İslam Ortak Pazarı, İslam Kültür Birliği, İslam Ortak Para birimi ve İslam Ortak Savunma birliği fikirlerine bir dinamit koymak demekti. Bu İslam Birliği’nin çekirdek kurluşu olan ve 1997’de Erbakan Hocamızın Başbakanlığı döneminde binbir emekle kurulmuş bulunan D-8’in fonksiyonunun bitirilmesi demekti. Bu Milli Görüş’ün 35 yıldır altyapısını hazırladığı Yeni Bir Dünya düzeninin alt üst edilmesi demekti. Haçlı ve Siyonistlerin ekmeğine yağ sürmek demekti. Bu çoluk çocuğun bile yapacağı bir sorumsuzluk olamazdı. Bu verilen bütün emeklerin sıfıra indirilmesi demekti.
Hocam konuştukça kızarıyor, bozarıyordu. İçinde fırtınaların estiği anlaşılıyordu. Onu böyle sinirli görmeye alışık olmayan bizler üzülelim mi, ağlayalım mı, hayret mi edelim, kararsızlığında iken sinirlilik hali birden zirveye çıktı, kontrolü kaybetti ve yumruğunu sıkarak havaya kaldırdığı sırada:
-Suratına yumruğu bir vuracaksın!!!!

Sözü ağzından dökülüverdi. Yumruk havada olduğu halde durakladı. Biz hayretten donakalmıştık. Onu hu halde görenimiz yoktu. Biz hep güler yüzlü, nazik, şefkatli, babacan bir lider tanıyorduk.
Bekledi, kıpkırmızı olan yüzü yavaş yavaş normale dönmeye başladı. Nezaket ve davranışının kontrolünü tekrar sağlamış gibiydi. Bu sefer yumruğunu gevşetip elini masaya indirirken bizim şaşkınlığımıza bakarak gülmeye başladı.
Biz de sesli sesli güldük. Ama bu gülme normal bir gülme değil, sinir boşalması bir gülme şekli idi. Müzakereler kaldığı yerden devam etti.
(((Erbakan Hocamızın maneviyatı konulu kitabımızda yer alacak bir hatıramız))) EKREM ŞAMA
İlgili Linkler :